Zindandaki Kanatlar
Kitabın sözcükleri beni, prangalarından kurtulamadığımız, öte yandan bugünümüzü ve yarınımızı ele geçiren tiranın çalıp mahvettiği bir hayata ait varoluşsal ve siyasal bir çıkmazın içine sürüklemişti. Gözyaşlarım sel olana dek kitabın kapağını kapatmadım. Oturduğum yerin üzerime doğru geldiğini, içimdeki karanlığın etrafımdaki her şeyi sardığını hissettim. Her şey kapkaranlıktı. İçine düştüğüm ıstırap ve deli endişeden utanarak örtüyü hızla üzerime çektim. Camus, hayatım boyunca çektiğim acı ve sıkıntıları tek seferde yeniden canlandırmış, ruhumu, parlak gökyüzünün altında kucaklayamadığım kırık kanatlara dönüştürmüştü. Bana göre cezaevi, benim ve çocuklarıyla birlikte onurlu bir yaşam sürmek isteyen binlerce mahpusun hayatını, ruhunu ve öz benliğini çalmak demekti. En kahredici olanıysa, çıkarlarına dokunulmadığı sürece bu hırsızlığın özgür dünya için bir problem teşkil etmemesiydi. (Müfid Necm)
Yorum Bırakınız “Zindandaki Kanatlar”